Değerli Dostlar bahsedeceğim meslek öyle zannettiğiniz gibi tuvalet temizleyiciliği ya da kanalizasyon işi ile ilgili bir meslek değil. Daha da iğrenci;
Siyaset mesleği
Bu mesleği tanımlayacak da elbette daha birçok kelime, tanım, bulabiliriz. Ancak birazdan anlatacağım hususlardan sonra sizde hak vereceksiniz ki iğrenç kelimesi hafif kalacak.
Açıkçası tüm toplumlarda bir insanı kaliteli yapan bazı vasıflar vardır, malumunuz üzere;
Onur, Şeref, Haysiyet, tutarlılık, yalan söylememek, Hakk’a riayet etmek, diğer insanlara, canlılara, hatta nebata dahi Saygı duymak, sevmek gibi her insanda olması gereken ve toplumda bu insanı öne çıkaracak vasıflardır bunlar.
Ama ne hikmetse siyaset mesleğine girince bu vasıflar herhalde bir kenara bırakmak zorunda kalınıyor. Yani insan istediği kadar bu güzel vasıflara sahip olsun, Siyaset Mesleğine girince şartlar ve mevcut kurulmuş düzen size bu vasıfları size bıraktırmak zorunda kalıyor da diyebiliriz.
Düşünün şimdi;
Bir siyasetçi, kendisinin dünya anlayışınıza uymayan, Zıt fikirde olan bir başka siyasetçiye kürsüden onun yanlışlıklarını haykırıyor, belki daha öte giderek ağıza alınmayacak laflar ediyor,
Sonra bir bakıyorsunuz, ertesi gün bir toplantıda ya da yemekte bu iki siyasetçi can ciğer kuzu sarması olarak görülüyorlar.
Sanki dün televizyondan tüm memleketin dinlediği, gazetelerin yazdığı sosyal medyanın diline doladığı o kadar kötü sözü, kimse söylememiş gibi iki siyasetçide de hiçbir olumsuz tepki yok, etrafındaki insanlar dahi hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorlar.
Garip olan “Yani hani ne oldu dün kürsüden ona böyle olmadık laflar etmiştiniz” veya “size bu kadar kötü söz söylendi nasıl yan yana bu kadar keyifli oturabiliyorsunuz” diye de soran yok ne hikmetse.
Aynı şekilde muhalefet de iken, iktidardaki kişileri eleştirip, yapmamaları gerek bir iş yaptıklarında yerden yere vurabiliyor, sonra iktidara geldiklerinde aynı yanlış işi hem de daha da abartarak kendileri yapabiliyorlar.
Şimdi burada şartlar değişebilir efendim elbette o zaman öyle gerekiyordur gibi muğlak sözlerle geçiştiremezsiniz efendim bu olayları.
Çünkü doğru tekdir. İnsana veya şartlara göre değişseydi eğer o zaman tek doğru olmazdı zaten.
“Bu tek olan doğruya, Hakk’a ve adalete bağlı olacak insan siyasete girmesin efendim” dercesine siyaset mesleğinin sanki böyle eğilip bükülen her şarta göre kıvırabilecekleri, oryantalist bir meslek olduğunu da bize yutturdular ya, artık kimsenin garibine de gitmiyor efendim.
Siyasetçilerin yaptığı yanlışları “ olur canım ne olacak öbürü yapmıyor muydu sanki “ ya da “öteki gelse daha kötüsünü yapacak biliyorum” gibi cümlelerle savunacak hale geldi milletimiz.
Artık “başka kim var efendim, kime destek verelim, kötünün iyisi bu, mecburuz” gibi sözleri halkımızın her kesiminden duyuyoruz malesef.
Ülkesini seven ve milliyetçi olduklarını söyleyen siyasetçilerden tutunda, siyasete girme amacı para kazanmak, saygınlığını artırmak, meşhur olmak olan,
Veyahut vatan hainliğini siyaset mesleği içinde devam ettirmek isteyen, Hatta her fırsatta dini görüntü vermek için dini faaliyetlerini ısrarla kameralara çektiren dindar siyasetçilere kadar aklınıza gelecek tüm siyasetçilerin ne yazık ki yaptıkları ve söyledikleri birbirini tutmamaktadır.
Kimisi rant uğruna, yıllardır karşı çıktığı olay yada olguları bir anda benimseyebiliyor, bir başkası hassas olduğunu söylediği dini kuralları bir anda hiçe sayabiliyor, bir tanıdığı için yıllardır kürsüden haykırdığı doğrusunu unutabiliyor,
Kürsüden dinlediğinizde kanlı bıçaklı olduğunu zannedeceğiniz ve sanki Husumetli gibi göründüğü rakip partiden bir arkadaşı ile son derece samimi bir şekilde poz verebiliyor veya sosyal bir davette bir birlerini öve öve bitiremediklerini görebiliyorsunuz.
Bu kadar birbirine ters davranışların, tüm bu saydığım zıtlıkların içinde bulunduğu, insanı bir gün ak bir gün kara yapan, her söylediğiniz sözü bir anda yiyebileceğiniz, bu kadar oynak bir meslek sizce var mıdır başka.
Şahsen Ben eğriye doğru demek zorunda kalacağım ve her an karşıma “efendim geçen ay şunu söylemiştiniz ama şartlar değişti şimdi onun tam tersini söylemek zorundasınız” denilebileceği bir başka meslek bilmiyorum.
Zira büyüklerimizin siyasete girmememiz yönündeki tavsiyelerinin ne kadar doğru bir tespit olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Çünkü siyasete girdiğimizde biliyorlardı ki;
Bize düşman olan güç odaklarına kürsülerden karşı çıkıp perde arkasında iş birliği yapmak zorunda olacağız,
Hayatımız boyunca savunduğumuz kutsal değerleri, birilerinin kırılmaması için bir müddet savunmayı bırakmamız gerekecek,
Siyasi hayatımızdaki mücadelemizin devam edebilmesi için bazı zamanlarda onur, haysiyet, şeref, gibi insani güzel vasıfları bir kenara bırakmak zorunda olacağız,
Dünya görüşümüze ters olan kişi grup parti ya da kurumlarla hiçbir şey olmamış gibi kardeş kardeş çalışmak zorunda kalacağız,
Daha bir sürü madde yazılabilir bu konuda, ama konuyu anlatabildiğimi tahmin ediyorum, daha fazla uzatmak istemiyorum.
Yüce Rabbime şükürler olsun ki bu mesleğe girmemişiz. Yoksa itibarlı, meşhur, saygıdeğer, zengin ama şeref, onur, haysiyetten yoksun bir hayatımız olabilirdi.